Çocuk romatizması, çocuklarda eklem bölgelerindeki ağrılar, kaslardaki yorgunluk hissi, ateşin yükselmesi ve ağız bölgesinde aft adı verilen yaraların oluşması ile kendini gösteren bir rahatsızlık türüdür. Çoğu kez büyüme aşamasındaki ağrılar romatizma ağrısı ile karıştırılmaktadır. Bu ağrıların büyüme ağrısı mı yoksa romatizma ağrısı mı olduğunu anlamak için ağrının ne kadar süre kendini hissettirdiğine ve ağrının şiddetine bakılmalıdır. Eğer ağrı uzun sürüyor ve şiddetli bir şekilde seyrediyorsa bu romatizma ağrısıdır diye teşhis koyabiliriz. Kimi aileler romatizmaya bağlı ağrıları boy uzamasından dolayı bacaklarda ağrı hissi olduğu şeklinde teşhis edip erken teşhisin önemini yitirmesine ve rahatsızlığın daha çok ilerlemesine neden olmaktadırlar. 3-12 yaş aralığındaki çocuklarda genellikle kol, kalça ve bacak bölgesinde uzun süreli olmayan ağrılar olmaktadır fakat çok şiddetli ağrılar ise kayda alınmalı ve hemen bir çocuk romatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Çünkü iltihaplı romatizma denilen romatizma çeşidi çocuk hastalarda 3-4 yaşlarından itibaren kendini göstermektedir. Bu sebeple romatizma ağrılarını büyüme ağrısından ayırmanın diğer bir yöntemi de büyüme ağrıları masaj yapılarak ya da istirahatle geçmektedir fakat romatizma ağrıları masajla geçmeyecek kadar şiddetli ağrılardır.

Romatizma rahatsızlığı erken teşhis edilemezse köklü gelişim sıkıntılarına neden olmaktadır. Çocuk hastalarda da erişkinlerdeki gibi iltihaplı romatizma çeşitleri görülmektedir. Çocuklardaki romatizma oranını yüze vuracak olursak ülkemizde her bin çocuktan neredeyse 64'ü küçük yaşlarda romatizma sıkıntısı çekmektedir. Eğer bu ağrı hissi 6 haftadan daha uzun sürüyorsa kesinlikle laboratuvar testi uygulanmalıdır.

Çocuk hastalarda yetişkinlere oranla daha nadir görülse de çocuk hastalara özel bir kısım romatizmalar mevcuttur. Genel olarak bu rahatsızlıkta ilaç uygulaması ve romatizma sebepli kalp tutulması mevcut ise kortizon tedavisi yapılmaktadır. Hastalığın tedavisinde en önemli aşamalardan biri de aynı enfeksiyonun vücuda tekrar yerleşmesini engellemektir. Eğer çocukta romatizmaya bağlı kalp tutulması mevcut değilse daha kısa süreli, kalp tutulması mevcut ise de uzun zamanlı aylık olarak penisilin adlı iğnelerle kişi muhafaza altına alınmalıdır. Çocuk için çok erken diyebileceğimiz yaşlardan itibaren bu rahatsızlık görülebilmektedir. Bu sebeple bağışıklık sistemi çok güçlü olmadığından dolayı küçük çocuklarda erken teşhis çok önemlidir. Tabi bu erken teşhisle beraber en uygun tedavi yöntemi ile tedavi gerçekleştirilmez ise çocuklarda, istenmeyen kalıcı denilen sakatlıklara ve gelişim aşamasındaki bazı sorunlara neden olmaktadır. Ülkemiz açısından değerlendirecek olursak bu rahatsızlığın teşhis ve tedavi merkezleri yalnızca Ankara Hacettepe Üniversitesi, İzmir'de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesidir. İltihapsız romatizmalardan çok korkmamak gerekir. İltihapsız romatizmalar genellikle egzersizler yardımı ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır.

Bu rahatsızlık bebeklik dönemlerinde bile görülebilmektedir. Çocuk hastalarda da tıpkı büyükler gibi hem iltihaplı hem de iltihapsız romatizma çeşitleri mevcuttur. Çocuklarda iltihapsız romatizma gelişme aşamasındaki ağrı hissinden, kas-iskelet sistemi ağrılarından, eklem elastikiyetinden ve omurga yapısının eğriliklerinden dolayı oluşabilmektedir. İltihaplı romatizma olarak tabir ettiğimiz kavram ise içerisinde 'akut eklem romatizması' olarak bilinen kalp romatizması, romatizma türleri içinde en çok ciddiye alınması gereken romatizma türüdür. Bu çeşit romatizma çoğu kez 5-12 yaş aralığındaki çocuklarda ateşlenme, boğazda ağrı hissi ve bademcik denilen organların şişmesi ile kendini gösterir. Aynı zamanda eklem yerlerindeki ağrılar, şişkinlik ve hareket etmede güçlüklerin yaşanması da görülmektedir. Hepimiz soğuk ve nemli yerde durmanın romatizmaya neden olduğunu düşünürüz. Fakat nemli ve soğuk bir yerde bulunmak tek başına bir romatizma nedeni değildir. Sadece var olan ağrıyı daha fazla hissedilebilir hale getirir. Genellikle romatizmanın nedeni vücuttaki streptokok adı veren mikrobun girip önce boğazı sonra eklemleri etkilemesidir.